Tüm dünyada üretim etkenleri gayrimenkul sektörüne bağlı hale geldiğini söyleminden bulunarak giriş yapmakta yara vardır.Zira 1800 yıllarının hummalı sanayi atakları ve 1900 yılların ayak yaparak teknolojik güçlenmenin getirdikleri sonuç olarak insanların kaygı duydukları barınma problemlerine yeryüzü üzerinde zorunluluk ekseninden çıkarıp rahat,huzur, özel yaşamlar, lüks ve ulktra lüks standartlarda yeniden düzenlenen konut , iş alamarıve ofisleri olarak öne çıkmaya başlamıştır.Bu sadece bir ülkenin ele aldığı parlak girişim değil, dünyanın tüm ülkelerinde yaygın olarak kabul edilen ticari adımlardır.
Öyle bir adım ki üretim ve hizmet sektörünü, enerji ve gıda sektörünü doğrudan etkilemektedir.sanki tüm insanlık bin yıllar boyu verdiği ortak çaba sonucu gelnin adım olmuştur.Gayrimenkul böylelikle ülkelerin ekonomi politik siyasetleri içinde önemli bir çark döndürme dayanakları olmuştur.Ticaretin dönmesi hizmet ve üretimin devinimde olması bu sektörün işlemesine bağlı hale gelmiştir.
Ancak gayrimenkul sektörü tüm yönleriyle çok ciddi bir problemi de beraberinde getirmektedir.ekonomik olarak, mevsimsel, kısa döngülü ve kolay kırlabilen bir durumdadır.ekonominin gayrimenkul üzerinde yürümüse aynı şekilde kırılgan olamsını artırıyor.
diğeri is eçok ciddi bir arazi,arsa,tarımsal alan tüketimini ortaya çıkarıyor.nüfus sorunu, yerleşim problemleri ve kensetsel alanların büyümesi sonucunda teketimin karşılanamaz hale gelmesidir.
Özetle günümüz toplumu gayrimenkul toplumudur diye bir sav öne sürersek yanlış yapmamış oluruz.
ancak gayrimenkulun getirdiği sorunlar savaşlara yol açmaya başladığını bu üretim ve tüketim dengesini karşılamanın sorlaştığını göstermektedir.
Suriyede kentlerin yıkılması onca konutsal üretimin ve gayrimenkulün çöp olması insanlık dıramı ve kriz ortaya çıkardı.Rusya ukrayna savaşında bir ay içinde 4 milyon insanın kentsel alanlarıdan göç etmek zorunda kalması ve dahası tüm konut ve gayrimenkullerin savaşta hedef alınması yine bu sektörün tahribata ne kadar açık olduğunu göstermektedir.
Bunu önlemek ve gayrimenkule dayalı ekonomik perspektifi sürekli hale getirmek pek mümkün görünmemektedir.Yada sürdürülebilir değildir.Bir yandan rahat, lüks ve ultra lüks yaşamlar vaat etmek diğer yandan yıkımların hedefi haline getirmek yıkıcı bir döngü kırılması aynı zamanda tarihsel bir sektelemektir.
eğer çağımız bir gayrimenkul çağı ise
o halde sistemler, ülkeler ve devletler savaş için yeni kurllar getirmeli ve
kesinlikle kenstsel gayrimenkul üretimin yapıldığı alanlarda savaşmamaı ve saldırmamalıdır.
savaşın hiç yapılmamış olması yeğdir. ancak eğer zorunlu ise ve yapılacak ise bunu geçmişte olduğu gibi meydanlarda sonuca bağlamak daaha doğrudur.kentsel alanlarda değil.
böylelikle gayrimenkul üretimi ve yıkımı bir ikilem durumunda kalmaz. ekonomik devinim amacına uaşmış olur.
Doğal olarak ülkemizde gayrimenku savaşın yan etkilerinden ve doğrudan etkilenmektedir.
enerji, hammadde, tedarik zinciri ve gıda üretimi derken sorunların büyüdüğü ve gayrimenkulunde üretiminde oldukça maliyetl, duruma geldiği gözlemlenmektedir.
Fiyatların gayrimenkul alanıda geçmişte olduğu gibi sunui, kar amaçlı veya bankalrın yönlendirilmesi sonucu balon haline gelmemektedir.BU da yorumların çok sağlam yapılmasına engel olmaktadır.
gayrimenku için daha sade ce daha tutarlı ekonomik pozisyonlama yapmak yerinde olur.sadece ekonomik çarkları çevirmek, sadece kar denkleminde bir faaliyet alanı olarak görmek sürdürlebilir olmayacaktır.
Barınmanın gıda ile imtihanı günü geldiğinde gayrimenkulun insanlık için büyük bir zehirlemenin habercisi olduğu görülecektir.
savaşlar önlenmeli, barış yapılması ve gayrimenuü ekonomik ana çağ hedefi olmaktan çıkarılmalıdır.
aksi taktirde fiyatların artması demek alım gücünün düşmesiyle durgunluk ve tıkanıklık demek olacaktır.
3 Nisan 2022 Pazar