(0546) 264 53 55
Detaylı Ara

DEVLET EKONOMİSİNİN REALİST POLİTİKALARI VE GAYRİMENKUL İŞ HAYATINDA ETKİLERİ

Ülkelerin ekonomi modelleri iş piyasası üzerinde etkili olan unsurların başında gelir. Ekonomi politikaları özünde bir ülke genel yaşamı için makro piyasa düzenlemesidir. Bu nedenle de yönlendirici hatta durdurucu , hızlandırıcı etkisi vardır. Biz bunu son bir kaç yıldır pandemi etkisiyle ve pandemi sonrası düzenlemelerle, normalleşme zamanlarıyla ve en son deprem sonrası atılan adımlarla izledik.

Genişleyici para politikası olarak adlandırılan ekonomik modelde Pandemi ve eve kapanmanın etkilerini azaltmak hedefleniyordu. İnsanların sağlık ve hayatlarını düşündüğü aşamada sadece beslenme ve barınmayı düşünmeleri normaldi ve bu süreçte gayrimenkul, inşaat ve emlak ile ilgili sürecin hareketli olması düşünülemezdi. 

Hemen ardından gelen normalleşme ve hastalığın etkilerini atlatma sürecinde devletin sunduğu kredi ve ekonomik olarak parasal bolluk insanları gayrimenkul, emlak ve inşaat alanlarına yönelttiği gibi diğer tüm ihtiyaçlarının giderme ve hatta fazlasını tasarrufa ve yatırıma dönüştürme eğilimine yöneltti. Yani parasal bolluk talebi getirdi. Talep de arz ve stoğu tüketip kıtlığa dönüştürdü. sosyolojik ve psikolojik etenlerin ekonomik süreçlerle birlikte ele alınması gereken analizlere muhtaç bir süreç yalandı.

Tüm dünya, talepten kaynaklı böyle bir fiyat ve enflasyon yükselmesine karşın ekonomik politikalarda faizleri yükseltme ve daralmayı göze alarak yavaşlatmaya yönelim yaşandı. Türkiye'de ise genişleyici ve büyümeyi ön gören ekonomi politikaları sürdürmeyi ve her kesin aksine faizleri düşürerek talep, fiyat ve enflasyonun yükselmesine yol açacak politikalara yöneldi, Bunun sonucunda üretilen malların talebi artmış oldu. evi araba, iş yeri, teknolojik ev aletleri vs. tüm her şey önce talep sonra maliyet kaynaklı fiyatlanma süreçlerine girdi. Öyle bir an geldi ki ülke içi mallar hem Türkiye içinden talebe hem de dışarıya ihraç etme etkisiyle hızlı yükselmelerle tutulamaz oldu. Nakit olmasına karşın parasal değer kaybı hızlanıyordu ve enflasyon önü alınamaz bir canavara dönüşüyordu. Tl olarak işlemde kalmak mümkün olmuyordu ve bu yüzden her hangi bir üretim malında ve ya dövizde kalmak hem kazanç hem de akıl yolu haline geliyordu. İnsanların "ne alırsan al ama bir şey al, TL e kalma" cümleleri günlük hayatta durmadan söylenir olmuştu.

Ekonomideki bu gidişatın model olarak sürdürülemez olduğunu gören yöneticiler bu durumu akıl dışı olduğunu görerek, yeni rasyonalist ekonomi politikalara yönelmenin gerektiğini savundular. Bunun üzerine sıkılaştırıcı, denetimli ve yüksek faiz ile piyasalara yeniden denge getirmeye talep ve arzın düzenlemesini sağlamaya yöneldiler. Bu yeni girişim aslında talebi yavaşlatma, fiyat artışlarını ve enflasyonu durdurma adımlarıydı. 

Hali hazırda bu sürecinden geçiyor ve uygulamalarıyla karşılaşıyoruz. İnşaat maliyetleri yüksek, üretim girdileri ve işçilik yüksek, satış fiyatları yüksek seyrediyor. Emlak sektörü durağana dönmüş, otomotiv yavaşlama ve düşüş etkilerini göstermeye başlamış. İş piyasası ve üretim alanları yavaşlamış oldu. Ev almak isteyenler hem yüksek maliyetler sonucu ortaya çıkan konutların yüksek fiyatlarından , hem de kredi faizlerinin yüksek olmasından kaynaklı almaktan vaz geçiyorlar. Ortalama maaşlı bir memurun hem tasarruf  yapma olanağı az hem de yaşam ihtiyaçlarını karşılayacak ücretlerini ötesine geçip ev almayı hayal dahi edememektedir. Aynısı araba ve otomotiv için de geçerli olmaktadır. geriye tek avundurucu etkisi kalmıştır. "elimdeki malı, arabayı, evi, arsayı fiyatlar düşmenden nasıl satarım" düşüncesini taşımaktadır. Sosyolojik olarak toplu davranış ve enflasyonda ve dezenflasyondan korunma yolları iken, psikolojik olarak hala yol yakınken kurtulayım arayışını içeriyor. 

Yönetim önüne koyduğu ekonomik programın sonuçlarını biliyor ve buna göre adımlar atıyorken, insanlar bu ekonomik program altında kalıp ezilmemek için çabalıyor.

Ancak tek gerçek var; ister adına ekonomi politika diyelim , isterse enflasyonu durdurma diyelim. Bu şekilde devam edemeyeceğine göre bir yerde duracak ve eğer toplum , üretim ve yaşam yok olmayacaksa yine dengelenmeyin yoluna koyulacak. 

Sadece bazı kesimler, üretim, yönetim ve pazar alanları daha fazla sıkıntı ve sancısını çekecek bazı insanlar bundan daha fazla zarar ve sıkıntıyla karşılaşacaklar.

 


18 Ekim 2023 Çarşamba



DUYURU & HABER LİSTESİ

  • Hakkımızda
  • Danışmanlarımız
  • Belgelerimiz
  • Sözleşmeler
  • Müşteri Yorumları
  • Blog
 Osmangazi mahallesi 386 sokak 1/BHaliliye/Şanlıurfa
  (0546) 264 53 55    (0546) 2645355
Yetki Belge No: 6300135

Bizi Sosyal Medya'dan Takip Edin.

  • 41,5974
  • 48,8083
  • 56,0484
Gizlilik ve Çerez Politikası

URFA PİYASA EMLAK

Hazır Emlak Web Sitesi