Deprem uzmanlar medya yayın araçları ile uzun uzun açıklamalarda bulundular. Bu son Hatay ve Adıyaman depreminin ardından artçı sarsıntıların devam edeceklerini bildirdiler. uzmanların açıkladıklar gibi yerin sismik hareketi de belli bir ivme ile azalarak sarsıntılarına devam ediyor.
öte yandan halkın enkaz altında klaması, kurtarılan kişi sayısının olması gerekenden az olması çeşitli başlıklar altında tatışlmaya devam ediyor. hükümetin süreci koordine etmesi bir yana hala yardımların belli sıkıntılar altında olması yine aynıtartışmaların başka yüzleri.
Özellikle konun konut, bina ve beton ile ilgili olan kısımları ise mühendisler, mimarlar, jeofizikçiler ve çeşitli dallarda konu uzmanlarınca ele alınıyor. Tüm süreç dahili sorumluluk ortakları konuyu birlikte lele almaya ve bundan sonrası için çözüm ün nasıl olması gerektiği üzerinde tartışıyorlar.
ancak konun can damarı olan gerçek süreç odalı düşünceler yetersiz kalıyor. hükümet düzeyinde müdahaleller ise önlemekten ziyade daha çok tetikleyici olma durumda kalıyor.Örneğin kiracıya 2 bin ev sahibine beş bin vereceğim dediği anda zaten bir limit ve piyasa fiyatı belirlemiş oluyor. örneğin 2+1 odalı 4 bin, 3+1 odalı 7 bini geçmeyecek kira olarak. denildiğinde zaten limit yükseltilmi oluyor. Nakliyecilerin 10 kilometrede alacağı miktar şu fiyatı geçmeyecek diye ilan etmek zaten nakliyeyi artırmak sebebei oldu....
Bunların ardında konut yetersizliği ve ciddi manada barınma probleminden ötürü ne olursa tutayım diyen depremzedeler her istenen kira fiyatını kabul etmek zorunda kaldı ve kira fiyatları yükselişe geçmiş oldu. Kiraların yüksemesi bir süre sonra konut fiyatlarındaki satışı da tetikleyecekği aşikardır. Daha önceki süreçlere bakarsak; Suudi Arabistan'da bir kaç yıl önce yaşanan gerilimler sonucunda bir çok arap vatandaşı Türkiyeye akın etmiş ve başta istanbul olmak üzre marmara ve eğe kıyılarında mülkler satın almış ve fiyatları yükseltmişti. iki yıl önce Ukrayna ve Rusya savalıda Anadolunu güneyini yani Akdeniz bölgesinde kira ve mülk fiyatlarını ikiye veya üçe katlamıştı.Bu deprem de Bölge illerinde sağlam olan yerlerin fiyatlarını katladığı gibi yakın illeride fiyat olarak tırmanışa geçirdi...
Bu gerçekler ile , ekonomik döngü olarak gayrimenkulun en başa alınacak bir unsur olmamamsı gerektiği yeniden ortaya çıktı. Yani bir ülkede ekonomik üretimin başlıca motoru haline gayrimenkul üretimi yerleştirmememk bunun yerine sanayileşme ve temel üretim araçlarına yönelmenin daha mantılı olacağını göstemrktedir.Şehirleşmenin beton yığınlarından ibaret olmamamsı geektiğini göstermiştir.
Barınma, beslenme,güvenlik, sağlık ve Eğitim bu beşli sistem asla ekonomin temel üretim faliyet alanı olmamamlı. BUnların iyileştirilmesi için temel yaşamsal üretim faktörleri yani toprak ve sanayi glişimin sağlamak gerekiyor.
ekonomi o zaman etkilenmeden , bozulmadan yolunda ilerler.
5 Mart 2023 Pazar